18 Temmuz 2016 Pazartesi

14)Din ve Beyin



Beynimiz Nasıl Çalışır, Dini Nasıl Algılar?
Müslümanlık, üzeri örtülmüş bîr şekilde insanlara sunulmaktadır. "Bütün mesele üzerindeki bu Örtüyü kaldırmak ve ano kaynağa geri dönmektir." diyen Yazarımız Prof. Dr. Gazi Özdemİr, bu kitabında, aslında her şeyin bir ve tek olduğuna ilişkin evrensel prensibin İnsanda ve doğada nasıl işlemekte olduğunu ortaya koruyor.
Kitabın sayfalarında ilerledikçe göreceksiniz ki, beynin ve sinir sisteminin çalışma prensipleri ile insanlığın la b İ olduğu yaşam prensipleri birebir aynı kurallara göre islemektedir. 8u prensiplere aykırı hareket edilince nasıl vücudumuzda hastalık belirtileri meydana geliyorsa, toplumsal boyutta da aynı hastalıklar kendini gösteriyor. Aynı şey dinlerin ortaya koymuş olduğu prensipler için de geçerlidir.
Kitabm sonuna geldiğinizde; kâinatın en küçük parçasının, bütün ile aslında aynı prensiplere sahip olduğunu görecek, "bîr kelebeğin kanat çırpışının kâinatı gerçeklen de titretebildiğim" hissedeceksiniz.
Kur'an aracılığı ile din nasıl sevgi ve huzuru öneriyorsa, Beyin de temelde sevgi ve huzuru önermektedir.
"Yeryüzünde iyice görenler için pek çok ayet bulunmaktadır. Hala görmüyor musunuz?"(Tanıtım bülteni)

18 Haziran 2016 Cumartesi

13)Aklın Kör Noktası



İstenmedik yaşantılar, içimizde kalan sözler, kaçırdığımız fırsatlar, başarısızlıklar, yarım kalan sevgiler, unutamadığımız aşklar beynimizde düğümler/takıntılar oluşturur. Bu takıntılar, beyin enerjimizi zayıflatarak odaklanmamızı engeller.

Beyin Detoksu/Düşünce Durulama Tekniği sayesinde; beynimizde düğümler oluşturan bu anılar olağanüstü bir şekilde tamamlanıp odaklanmayı engelleyen düşüncelerden kurtularak, beyin azami performansa ulaşabilmektedir.

Gündelik yaşamımızla birlikte iş, aile ve eğitim-öğretim hayatımızda daha başarılı olabiliriz. (Tanıtım bülteni)

12)Beyin Senin Hikayen



Büyük ilgi gören kitabı Incognito ile nörobilimi geniş kitlelerle buluşturan David Eagleman, bizi içimizdeki kozmosa doğru hızlı ve nefes kesici bir yolculuğa çıkarıyor: Gerçek nedir? "Sen" kimsin? Nasıl karar veriyorsun? Beynin neden başkalarına ihtiyaç duyuyor? Teknoloji "insan olmak"ın anlamını değiştirebilir mi?

Durak durak ilerleyen bu büyüleyici yolculuk ekstrem sporlar dünyasından ceza hukukuna, yüz ifademizden beyin ameliyatlarına, içgüdülerden ölümsüzlük arayışına kadar uzanıyor. Yol üstünde, muazzam karmaşıklık barındıran beyin hücreleri ve onları birbirine bağlayan trilyonlarca sinirin arasında görmeyi pek de beklemediğiniz bir şey beliriyor: kendiniz.(Tanıtım bülteni)

15 Haziran 2016 Çarşamba

11)Bilimin Gizli Anarşisi


Kurulu düzen bilimin imajını tamamen değiştirdi. Bilim; Coca Cola, Apple gibi bir markaya dönüştürüldü. Mantıklı, sorumlu, güvenilir, doğrucu, heyecansız, nesnel, akılcı gibi sıfatlarla bilimin marka kimliği güçlendirildi. Tutkulara ya da duygulara esir olmayan bir çift güvenli el.

Ama bilim hiç de bu özelliklere sahip olmayan bilim insanlarınca yaratılır. Aslında bilimimizi yaratanlar, kurallara göre oynamak yerine devrimler başlatmayı tercih eden tahrip edici radikallerdir. Çığır açan bir buluş yapmak için, en ünlü bilim insanlarımız ne gerekirse yapmışlardır - mistik görüleri takip etmek (Einstein), kandırmak (Galileo) ve uyuşturucu kullanmak (Steve Jobs) gibi. Kendileri ve başkaları üzerinde deneyler yapanlar da olmuştur, bu sırada öldükleri de. Bilim daha çok kuralları yıkmakla, sonucun ne olacağına aldırmamakla ve içindeki gizli anarşiyi kutlamakla ilgilidir. Bilim geleceğimiz için o kadar önemli ki, artık üzerindeki örtü kaldırılmalıdır.

Michael Brooks kitabında perdenin arkasına bakıyor ve bilim insanlarının çığır açan keşifler yapmak için ne tür aşırılıklara başvurduklarını, nelere katlandıklarını gösteriyor. Tüm bakış açınızı değiştiren sarsıcı bir manzara!
(Tanıtım Bülteninden)

31 Mayıs 2016 Salı

10)Şibumi



İnanılmaz ölçüde karışık ve özgün bir roman kahramanı Nicholai Hel. Yarı Rus, yarı Alman asıllı koyu bir Amerikan düşmanı. Şanghay'da doğmuş, bir Japon generali tarafından büyütülmüş; bir Japon bilgesinden de 'Go' oyunu öğrenmiş. Bask dili dahil yedi dili ana dili gibi konuşuyor. Plastik kartla ya da kurşun kalemle bir insanı rahatlıkla öldürebilecek ustalıkları da edinmiş. Üstün düzeydeki 'yakın algılama' yeteneği yüzünden fotoğrafı bile çekilemeyen bu profesyonel terörist avcısı, terörcü, korkusuz mağaracı, yenilmez savaşçı ve gerçek feylesof, günün birinde emekli olarak yaşadığı şatosundan çıkıyor; amansız ve acımasız bir dövüşe katılmak üzere...(Tanıtım bülteni)

29 Mayıs 2016 Pazar

9)Satori...Önce Şibumi' yi okuyun..


Satori, Trevanian’ın çoksatan kitabı Şibumi’nin kahramanı Nicholai Hel’in Şibumi’de konu edilen dönemden önceki hayatını 
anlatır.
Bir zamanlar bir grup arkadaşıyla ''yutarcasına okuduğu'' Şibumi romanının yazarı hayranı olduğu Trevanian'ın ajansından artık hayatta olmayan gizemli yazarın yerine geçme önerisi alınca çok şaşırır. Açıkça ''Yeni Trevanian olmaya ne dersin?'' diye sorulur kendisine. Güç ama onur verici ve keyifli olacağını düşündüğü öneriyi kabul eder. Ortaya elinizdeki SATORI romanı çıkar. Don Winslow kitabı yazma sürecini romandan önceki ''Yazarın Notu'' bölümünde ayrıntılarıyla anlatıyor.

Şibumi okurlarının en çok merak ettiği, II.Dünya Savaşı sonrası Japonya'da Nicholai Hel'in tutuklanmasıyla emekli olup Bask Bölgesi'nde Etchebar Şatosu'na yerleşmesi arasındaki geçen zaman aralığıdır. 
Yazar Trevanianvari bir akıcılıkla tam da o dönemi anlatıyor.(Tanıtım bülteni)